Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Kırık Kemikle Komando Eğitimi

Burdur 58. Topçu Er Eğitim Tugayı Hafif Tabur 2. Batarya topçu komando adayı olarak acemi birliğine teslim oldum .

Yaklaşık 400 kişi idik. Burdur'daki ilk komando adayı bizlerdik. Daha önce topçu komandoları Kayseri yetiştiriyordu. Eğitimlere başladık. Kondisyon, spor ağırlıklı, epey yorucu bir süreçti. Sanırım 15-20 gün kadar olmuştu. Engelli koşu parkurunda düştüm, sol omuzum üstünde bir müddet süründüm. Bölük komutanı tesadüf yanımdaydı. "Revire götürün" dedi. Gittik, bir üsteğmen vardı revirde. Durumu anlattım. Ses geldiğini, ağrım olduğunu söyledim. Köprücük kemiğim kırılmış olabilir diye belirttim; çünkü o bölge şişmişti. Komutan şöyle bir baktı. "Kırılsa duramazsın böyle. Şişlik düşmeden dolayı bir travma" dedi. 2 Novalgine ağrı kesici, yarım gün istirahat deyip koğuşa gönderdi.

Haziran ayındaydık. Aşırı sıcak vardı; ama ben şoktaydım. Donuyordum. Ne kadar battaniye varsa etrafta topladım üstüme; ama battaniyelerin altında titremeye devam ediyordum. Komutan beni ikna etmişti, "kırık değilse değildir". Komando adayına yakışmayan hareketlerdi bunlar.

Ertesi gün eğitime çıktım; ama bu esnada her gün etrafımızda birileri eksiliyordu. Fizik- kondisyon bakımından yetersiz, eğitimlerde başarısız kimseler Isparta Piyade'ye gönderilmek üzere refüze ediliyordu. Sanırım 200 kişi falan kalmıştık ve her gün eğitimin dozajı artıyordu. Kırık kemikle şınav, barfiks çekiyordum. Başarılıydım.5000 metre koşuyorduk ve ben devamlı ilk 5'te idim. Ağrımı gündüzleri unutuyordum; ama geceleri epey sancılıydı. Sanırım 45 gün kadar geçmişti acemilik başlayalı. Isparta'ya komando muayenesine gidilecek dediler. Son kalan 50 kadar kişi orada elenecek kalan 150 ile yola devam edilecekti.

Isparta Askeri Hastanesi önünde doktorlar masaları bahçeye kurmuşlar, biz sırayla masaları dolaşıyoruz. Kalp, ortopedi vs. Ortopediye sıram geldi, yanlış hatırlamıyorsam bir yarbaydı. Sordu "bir şeyin var mı" diye. 1 ay kadar önce düştüğümü; ama ağrımın henüz geçmediğini, kırık olmasından şüphelendiğimi söyledim. Şişlik inmişti ; ama orada amorf bir durum vardı. Masanın öbür tarafından baktı, yok dedi bir şeyin. "Sen komandosun". "Tamam" dedim. Tugaya döndükten sonra bölük komutanı yanımıza geldi. Artık dedi kaytarmak yok. (Hepimiz içimizden daha önce var mıydı diye düşündük, varsa neden söylememişlerdi?) Ne söylenirse o yapılacak, beceremeyenler cezalandırılacak, çarşı iznine çıkarılmayacak, mutfakta görevlendirilecek.

Hiç ceza almadım; ama eğitimlerden yılmıştık. Acemiliğin son haftalarıydı. Dağıtım yerlerimiz okunuyor, gideceğimiz yerler zaten sınırlı: Bolu Komando Tugayı, Kayseri Komando Tugayı, Hakkari Komando Tugayı ve Siirt Komando Tugayı. Herkes Doğu'yu istiyordu; çünkü oralar operasyon tugaylarıydı ve eğitim nispeten daha azdı. Kayseri ve Bolu kabus gibiydi, en azından benim için.

Her neyse, şanslıydım. Siirt 3. Komando Tugayı düştü. Aman bir sevindim görmelisiniz. Sanki İbiza Adası'na tatile gidiyorum. Artık acemiliğin son günleri. Revirci askere söyledim, "beni bir daha götür, ağrıkesici alayım en azından; çünkü geceleri uyuyamıyorum".

Ertesi gün sabah çıktık Burdur'a. Bilenler bilir, bedelliler gelir. Yani yurt dışında yaşayan gurbetçiler 1 ay bedelli askerliği orada yapar. O gün bedelli biri vardı revirde. Amerika'da doktormuş. Biraz muhabbetten sonra durumu anlattım. Açtı omuzumu, baktı. "Ya", dedi "sen nasıl dayandın? Köprücük kemiğin kırılmış, şansın varmış yerine kaynamış. Hafif amorf olması normal, çünkü kaynadığı yer normal kemikten biraz daha kalın olur."

Allah yardım ediyor işte... Benim de böyle bir anım var. Şikayet için yazmadım; ama lütfen komutanlar, size emanet edilen askerlere sahip çıkın. Biz sizin sorumsuzluklarınız yüzünden ölmeye gelmedik.

Bir de, "önünde uçurum dahi olsa marş deyince yürüyeceksin, düşer ölürsen sorumlusu benim" diyen uzman çavuş: Senin yatacak yerin var mı acaba?

İsimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı