Bu sitenin çıkış noktası umut. Bu ülkeye barış gelecekse herkesin ama herkesin emek vermesi gerektiğine inanıyoruz. Farklı seslere kulak vermenin, paylaşmanın ve konuşmanın vicdanları dirilteceğini umuyoruz. Yaşadıklarımızı paylaştıkça beylik ezberler yerini gerçek insanların yaşadığı gerçek sorunların tartışılmasına bırakacak.

Asker olarak doğulmuyor, bizlere nasıl asker olunduğunu anlatmanızı bekliyoruz.


*Facebook'ta "Askerler Anlatıyor" sayfasına üye olabilirsiniz: Tıklayın

Herşey Okey için

82/1 tertip olarak Manisa Kırkağaç Jandarma Komando Er Eğitim Alayından usta birliğim olan Kars Kağızman'a gittim. Paslı Karakoluna düştüm.

Karakolda 2 uzman, 2 astsubay vardı. Uzmanlardan biri her akşam olmasa da iki akşamda bir aynı köye göreve çıkardı devriye atmak için. Ama arkadaşları köyün okul bahçesine bırakıp muhtarın yanına giderdi. Askerler de hep onunla göreve çıkmak isterlerdi çünkü bir başlarına kalıp çekirdek yiyip muhabbet ederlerdi. Duyduğuma göre bu uzmanın köyde bir dostu varmış ve hava kararınca o kadının evine gidip 1-2 saat çıkmazmış. Bizim karakola baglı çok köy vardı ama o köylere nadiren giderlerdi. Devletin, askeriyenin aracını kendi zevk sefaları için kullanırlardı.

Tayin zamanıydı ve karakolda bir uzman ve bir astsubay kalmıştı. Hafta sonları ise genelde hiç rütbeli kalmazdı. Rütbeli olmadığı için onbaşı ve çavuşlar nöbetçi astsubay kolluğu tutarlardı. O pazar günü de rütbeli kimse kalmamıştı karakolda. Askerlerden kimi top oynuyor, kimi voleybol falan. Bazıları bir gölge bulmuş yatıyor. Karakol kamelyasında terhisçi askerlerden dört tanesi kimse yok diye okey oynuyorlar. Yakalanmışlar astsubaya. Bir haber geldi içtima var tam tesisat. Dedik 'gene biri bir halt etti veya bölük komutanı geliyor'.

İçtimaya çıktığımızda bize yapmadıkları işkence kalmadı. Hiç suçumuz yokken ördek yürüyüşü, sürünme, komando dansı, daha bir sürü hareketler. Tam 2 saat. Ondan sonra tabii bütün asker sallanıyor, ayakta zor duruyoruz. Ninja lakaplı astsubay '2400 metre koşu yapılacak' dedi. Koşmaya başladık ama nasıl koştuğumuzu bize sorun. Zar zor vardık koşu bitimine. Ayakta kimse yok, herkes yere düşüyordu. Koşamayan askerler geri uygun adımda komando yürüyüşüyle 'Herşey okey için' diyerek karakola döndüler. Bir hafta korkuluklara tutunarak çıktık merdivenleri; kimileri lavaboya oturamıyodu bacak ağrısından. Tek suçumuz o karakolda bulunmaktı.

İsimsiz, bize ulaşan eski asker

Zİyaretçİ Sayısı